2 Kasım 2012 Cuma

istanbul hakkında şiir

kaybedilmiş çocukluk hayallerimi yüklediğim kağıttan gemilerimle kapına dayandım

uzun bi aradan sonra tekrar merhaba

yaklaşık otuz yıldır süren bir baltaya sap olma mücadelem yakın zamanda sonlanmış gibi görünüyor.(otuzdan gün almak üzeresin bi zahmet sonlansın artık dediğinizi duyar gibi oluyorum)
istanbula yerleştim üniversitede okuduğum bölümle ilgili bir iş üstelik ve maaşı da türkiye şartlarında fena sayılmaz ancakne yalan söyliyim içim pek rahat değil.işi kaybetme korkusu ve hala işin bana uygun olup olmadığı düşünceleri içimi kemiriyor.evet okuduğum şeyle ilgili bi iş buldum ama okuduğum şeyi de çok zevmiyodum ki zaten.neyse konuyu uzatmayım bi kaç önce açlıktan nefesi kokan bir haldeysek şimdi iyi kötü bi hayat kurmaya yetecek kadar kazanıyoruz.prestijli bi iş çok olmasa da.eskisine göre halim çok daha iyi.
hayatımda istanbula ilk kez kez geldim.evet garip.otuz yaşından gün almak üzere olan bi türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak istanbula hayatımda ilk kez geldim.ve tabiri caizse gelir gelmez sudan çıkmış balık moduna girdim.tamam izmir de çok ufak bi şehir sayılmazdı.ama istanbul çok farklı.kalabalık soğuk kalabalık karmaşık kalabalık....
oturduğum yer biraz şehir dışı.biraz mı dedim yanlış kelime pardon.bayağı bi şehir dışı.evin bi kaçö yüz metre ilerinde inekler otuluyo.mübalağa için söylemiyorum gerçekten.bildiğin gerçek inekler gerçekten otluyorlar.
burda hiç arkadaşım yok.bilgisayarı yeni getirdim.şimdilik yeni hayatıma uyum sağlamaya çalışıyorum.öok yalnız olduğumu söylemiş miydim?
evet hiç arkadaşım yok burda.gerçi izmirde de çok arkadaşım yoktu.bi kaç kişi vardı sadece.ama burda gerçek manada hiç arkadaşım yok.işe gidip geliyorum.sabah otobüse biniyorum.işe gidiyorum.mesai saatinin bitmesiyle tekrar otobüse biniyorum.eve geliyorum.hayatım bundan ibaret.
neyse sevgili blog dostlarım.işte hali pür melalim böyle şimdilik.daha sonra görüşürüz.herkse bol postlu bloglar.

hayatım


evlere baktım
arabalara baktım
insanlara baktım