12 Mart 2012 Pazartesi

dünyanın ilk günü





 çok satanlar listesine aday epik bir tarihi romanla karşı karşıyayız.tarihi romanlar son zamanlarda pek bir iş yapınca yazarımız bu işe soyunmaya karar vermiş sanırım.ticari roman yazmak tabii ki suç değil.ama keşke biraz daha iyisini yapabilseymiş.öncelikle tarih bilgisi çok derin değil ya da okuyucu anlasın diye pek çok şeyi özetleyerek ya da basitleştirerek vermiş yazar.yeri gelmişken pek çok karaketerin de oldukça basmakalıp ve adeta karikatürize olduğunu belirtmem lazım.zamana zaman ufak tefek tarihi hatalar da bulmak mümkün ama aslında buraya kadar önemli bi handikap yok.dil ve anlatım biraz daha iyi olsa ya da roman biraz daha ortaokul tarih kitabı dilinden sıyrılsa biraz özgün olsa ya da belki azıcık daha cesur o zaman bu iş oldu diyebilirdik belki.ama yazar bi best seller yazmayı kafaya koymuş bir kere bunun için bu işin olmazsa olmazları olan bütün klişerleri tek tek kullanmış.geriye neredeyse roman denebilecek bir yer kalmamış.kitabı okurken ortaokul yıllarıma geri döndüm gerçekten.çok fazla "resmi tarih" olmuş kitap.insan romanda biraz özgünlük biraz ayrıntı istiyor ne bileyim biraz bilmedği birşeyleri görmek öğrenmek istiyor.
halkımızın osmanlı ve genel olarak geçmişle  ilgili milliyetçi duyguları yüksek olduğundan sürekli burdan yüklenmiş yazar.osmanlı devleti iyi diğer devletler kötü.-buna karamanlılar gibi türk devletleri de dahil- kitabın geneline bir ortaokul tarih kitabı dili ve anlatımı hakim.biz neden iyiyiz onlar neden kötü bu fazla açıklanmamış.bazen açıklamaya çalışsa da bu açıklamalar oldukça çocuksu kalmış.evet papa kötü bir adamdı çünkü mahkumlara işkence ederdi bizans imparatoru kötüydü çünkü tahtında yan gelmiş yatarken bir eliyle üzüm yemekte bir yandan da "ha ha ha" diye kötü adam gülüşüyle gülmektedir filan.kara murat filmlerinin biraz cilalanmış modern bir roman versiyonu gibi kitap.çoğu bölümü adeta çocuğa anlatır gibi anlatmış yazar.kitabı bu yönden oldukça "hamasi" buldum.milliyetçiliğin içini pek doldurmamış.sadece görkemli tarihimiz üzerinden pirim yapmaya çalışmış gibi.
arada romanın bir dönem romanı olduğunu hatırlatmaya çalışmamış değil.ama tasvirler vb konusunda pek başaralı değil.karakterlere "gözleri elif gibiydi" gibisinden cümleler kurdurarak "osmanlı" tandansı yakalamaya çalışmış yer yer.ama ortada kara kitap gibi bunu çoktan aşmış örnekler varken bu çabalar en azından bana oldukça basit geldi.aslında gene olarak edebi açıdan oldukça zayıf bir dili var kitabın.
kitabın elle tutulcak yanı yok gibi.evet belki savaş sahneleri -mesela giriş kısmı- fena değil gibi.ama epik bi anlatım yapmaya çalıştığı çoğu yerde bir olmamışlık hissi var bişeyler biraz sırıtıyor.bi de hocaların platondan bahsettikleri bölümler fena değildi.yer yer sermerkanttaki ömer hayyam-hasan sabbah felsefe sohbetlerini hatırlattı.
genel olarak kitabı pek beğenmedim.
ama oldukça genç bir yazarla karşı karşıyayız.yine de bundan sonraki romanlarını merakla bekliyor olucam.ha bu arada bir romanın epik olması için illaki 700 sayfa olması gerekmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder