2 Mayıs 2012 Çarşamba

yeni başlayanlar için ostalgie



konuya eski bi doğu alman fıkrasıyla başlayalım.erich honecker (eski doğu almanya devlet başkanı) bir sabah uyanıp pencereye çıkar güneşi görür.günaydın sevgili güneş der.güneş cevap verir:günaydın sevgili erik.sonra öğlen olur erik yine balkona çıkar iyi günler sevgili güneş der.güneş, iyi günler sevgili erik der.akşam olur.güneş batmak üzeredir.honecker yine balkona çıkar iyi akşamlar sevgili güneş der.güneşten cevap gelmez.yine iyi akşamlar sevgili güneş der. güneş cevap verir:canın cehanneme erik artık batıdayım.
fıkra das leben der anderen filminde geçer.


karşılarında nato ve tüm heybetiyle kuzey atlantik kapitalizmini gören ve görece olarak güçsüz doğu avrupalı iktidarların zaman zaman paranoyaklığa varan uygulamalarını en tipik örnekleriyle gösterir bize das leben der anderen.eski bi ajanın ülkesi için yaptıklarından duyduğu pişmanlığın hikayesidir.


bilindiği üzere doğu almanya başlığı  son zamanlarda batıda,özellikle günümüz almanyasında önemli tatışma başlıklarından biri.almanya soğuk savaşın küllerinin yavaş yavaş soğuduğu şu sıralar geçmişiyle hesaplaşmaya çalışıyor gibi.

işin bir de "ostaligie" boyutu var.

ostalgie...
etimolojik olarak bakarsak almancada "doğu" ve "nostalji" kelimlerinin birleşiminden oluşuyor.zaman zaman spor malzemesi olarak karşımıza çıktı.zaman zaman da süs eşyası olarak.bazen bir rock grubu gitaristi gördük kafasında DDR amblemli tüylü asker şapkasıyla.ostalgie modası özetle biraz doğu almanya günlerine duyulan samimi ve gayrı siyasi bi özlem.(biraz da sevabıyla günahıyla bizimdi bu memleket ne hale geldik babey çığlığı) biraz da sırf retro.
peki neydi  bu doğu almanya.










alman sineması bizi bu unutulmuş küçük ülkeyle tanıştırmadan önce açıkçası pek çok ortalama insan gibi doğu almanya denince aklıma pek bir şey gelmiyordu.
küçükken izlediğim amerikan dizilerinde (görevimiz tehlike filan) buz mavisi gözleri olan soğuk kanlı ajan ve katil kadınların memleketiydi bu ülke.









sanırım soğuk savaş doğu avrupasını en naif ve hoş biçimde anlatan filmlerden biridir good by lenin.propaganda filmi klişelerinden uzak doğunun, demir perdenin arkasındaki dünyanın sıradan hayatını güzel yansıttı beyaz perdeye.















avrupanın ortasındaki bu küçük sosyalist ülkenin hikayesi aslında şöyle başlıyor.bilindiği üzere almanya birinci dünya savaşından yenik bir halde çıkmış.enflasyon tavan yapmış.milyonlarca insan hayatını kaybetmiş.müttefikler savaşın tek suçlusu olarak almanyayı görüyor.ülkeye ekonomik büyümesini kısıtlayan ve "milli gurur"nu incitici antlaşmalar imazalatılmış.fransız ve belçika askerleri ruhr bölgesinde dolaşıyor.doğuda polanyaya kuzeyde danimarkaya özetle bütün komşularına toprak vermiş.(savaşmadıklarına bile)
versay almanyayı hem küçük düşürmüş hem de  büyümesini engellemiş bir antlaşma gibi duruyor.halk rahatsız.henüz bir kaç yıl öncesine kadar bir imparatorlukken birden kentlerinin belçikalı askerler tarafından işgal edildğini gören almanlar için versay  kabul edlecebilecek bir antlaşma değil.komünist partsinden nazi partisine kadar bütün alman siyaseti versayı yırtıcaz söylemiyle seçimlere giriyor.imparator (kayzer) ülkeyi terk etmiş.sosyal demokratlar önderliğinde henüz yeni bir cumhuriyet idaresi kurulmuş (ülkenin adı aynı yani deutsches reich olarak kalmakla birlikte, bu döneme weimar almanyası dönemi de denir .yeni cumhuriyetin ilan edildiği weimar kentinden alır adını.birinci dünya savaşıyla nazilerin iktidara gelişi arasındaki süreyi kapsar) ama kimse durumdan memnun değil.darbe teşebbüsleri sağ-sol çatışması derken özellikle öfkeli birinci dünya savaşı gazilerinin desteğiyle nazi partisi iktidara geliyor.
ikinci dünya savaşı başlıyor.sonra almanya yine yeniliyor.doğusu rusya batısı da ingiliz fransız ve abd askerlerince işgal ediliyor.bu sefer müttefikler çok rahatsız ilkinde almanyayı işgal edip bölseydik bu ikinci dünya savaşı hiç yaşanmayacaktı ama bu sefer aynı hatayı yapmıycaz diyorlar.(aslında biraz kamuoyu baskısı da var işin içinde.batı toplumları tekrar bir dünya savaşı görmek istemiyor)






sonuçta almanya ikiye bölünüyor.yetmiyor biraz da küçültülüyor.(hatta almanyayı komple haritadan silelim diyen planlar ortaya atılıyor.avusturya ve diğer komşuları arasında paylaştıralım gibisnden sonra vazgeçiliyor ) ülkenin üçte biri polonyaya bırakılıyor.soğuk savaş yıllarında doğu almanya olarak bilinen yer aslında  ikinci dünya savaşı ve öncesinin orta almanyası.berlin ve çevresi.buralar ruslara geri kalan bölgeler batılı müttefiklere bırakılıyor.
ülkenin batısında  ilerleyen yıllarda federal almaya adını alıyor.rus işgali altındaki bölgede demokratik alman cumhuriyeti kuruluyor.işin ilginç yanı rus bölgesi savaş öncesi solun pek bi cılız olduğu eski prusya bölgesi.yeni kurulan sosyalist hükümet aslında hiç de tabanı olmayan bir bölgede neredeyse silah zoruyla kurulmuş gibi oluyor.nazi döneminde kaçıp canını kurtarabilen siyasetçiler ülkeye dönüyor.alman sosyal demokrat partisiyle alman komünist parti birleşip birleşik sosyalist partiyi kuruyor ve iktidarı devralıyorlar.başka farklı partiler de kuruluyor.yani aslında sovyet rusya vb demir perde ülkelerdekinin aksine çok partili bir hayat var.
çok partili hayat var derken aslında muhalefetin olmadığını eklemem lazım.evet bir çok parti var.hatta ikinci dünya savaşı gazilerinin kurduğu sağ görüşlü bir parti bile var.ama hepsi iktidardaki sosyalist birlik partisinin kurduğu cephe hükümeti içinde. bi anlamda göstermelik de olsa yine de renkli bir çok partili hayat denilebilir.düşünsenize düyanın başka neresinde ikinci dünya savaşı alman generallerinin siyaset yaptığı hatta orduda aktif görev aldığı sosyalist bir ülke vardı.
yeri gelmişken bu yeni alman devletinin  üniformalarının ikinci dünya savaşı dönemi üniformalarına çok benzediğini hatta bi keresinde babamla televizona bakarken yine doğu almanyayla ilgili bi filme rastladığımızda babamın aa ikinci dünya savaşı filmi nazili mazili savaşlı çok severim aç dediğini hatırlıyorum.böyle tuhaflıklar ülkesi bi memleket.bi de bildiğim kadarıyla rusya dışında kendi bilgisayarını üreten demir perde ülkesi.



















br diğer ilginç yanı daha var.biliyosunuz batı almanya türkiye italya gibi sıcak memleketlerden işçi almaya başladığında doğu almanya da yaklaşık aynı tarihlerde yurt dışından işçi almaya başlamış.biz o zamanlar batı demokrasisi şemsiyesi altında ve natoya üye olduğumuzdan batı almanyaya işçi göndermişiz.ama mesela kamboçya mozambik filan gibi o zamanlar sosyalizmle idare edilen  ülkeler doğu almanyaya işçi göndermiş.hatta bugün berlin çevresinde kayda değer bir vietnamlı nüfusun olduğu söyleniyor.

neyse lafı çok uzatmayayım.zaman zaman büyük güçler çıkarları için çarpışmış dünya ülkerini bölmüşler.dünyanın her köşesi bu soğuk savaştan kendi şartları içinde etkilenmiş.almanya gibi karmaşık tarihi olan bi ülke ikiye bölününce ortaya doğu almanya gibi tuhaf bi ülke ortaya çıkmış.bütün bu ostalgie muhabbetinin dayandığı olay özetle bu.





 tarih 1989'u gösterdiğinde artık doğunun mali kaynakları  batının zenginliğini karşısında soğuk savaşı sürdüremez hale gelmiş.doğu havlu atmış.başta sovyet rusya olmak üzere bütün sosyalist ülkeler sallanmaya başlamış.ilk yıkılan doğu almanya.aslında içlerinde rejimi en sıkı olan olmasına rağmen rusya yüzüstü bırakmış bizimkileri.

aradan yirmi seneden fazla zaman geçtikten sonra artık almanya dahil pek çok ülkenin kendine göre soğuk savaş anıları var.ve hepi bir şekilde "geçmişiyle hesaplaşma"ya çalışıyor.
dönemle ilgili çekilen bazı filmler sadece basit bi anti-komünist propaganda filmi olarak kalmakla birlikte tek tük güzel örnekler de var.


marksist terminolojide "reel sosyalizm" denilen dönem sona ermiş gibi görünüyor dünya genelinde.belki bir tek çin istisna sayılabilir.ama çinin tarihi diğer eski sosyalist ülkelerden biraz farklı olmuş.çin mao döneminden sonra (zaten o dönemden beri yavaş yavaş başlayan revizyonizm tartışmalarından dolayı arası biraz rusyayla bozuktu ) varşova sisteminden iyice kopmuş.(kimileri çinin günümüzdeki politikasının leninin nep politikası olduğunu söylüyor ,haklı olabilirler,yani devlet destekli kapitalizm.ülke kısa vadede kalkınıp dünyanın kapitalist devleriyle başedebilsin diye diye belli bir süreliğine uygulanan bir politika.emin değilim.kimilerine göre ise çin bir zamanlar eleştirdği revizyonizmin kralını yapıyor.)



gelelim soğuksavaşın diğer aktörlerine.doğu avrupa batı avrupayla birleşip avrupa birliği olmuş ama sanki doğu avrupa ülkeleri hala biraz üvey evlat gibi brüksel sisteminde.rusya putinle birlikte iyi bir çıkış yakalamış gibi görünüyor.devletleştirmeler ile rusya yine biraz eskisi gibi sosyalist çizgiye kayar mı korkusu hala var.
bizim gibi soğuk savaşın eski aktörleri ise biraz eski sistemin ağırlılarından kurtulmaya çalışıyorlar gibi şu sıralar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder