23 Temmuz 2012 Pazartesi

unutulmuş savaş



birinci dünya savaşı genel olarak unutulmuş bir savaştır.hakkında çok fazla film dizi ve belgesel yoktur.ya da bilgisayar oyunu.evet popülerliği ikinci dünya savaşıyla mukayese edilemeyecek kadar düşüktür.kimi kısımları anzaklar ve biz türkler tarafından tarihlerinde bi mihenk taşı  (ulus olma sürecinde bir dönüm noktası ) olduğu için az biraz bilinir.ancak genel olarak ne popüler kültür için ne de başka bi açıdan "popüler" bi savaş değildir.
ancak bu savaşın öyle bir cephesi vardır ki unutulmuşun da unutulmuşudur.efendim birinci dünya savaşı iran cephesinden bahsediyorum.
 gelin öcelikle 20. yüzyılın başındaki ortadoğuya bakalım.arap yarımadasında kimi osmanlıya kimi ingiltereye bağlı  arap şeyhlikleri,iran şahlığı ve osmanlı devletini saymazsak yerel bi siyasi otoriteden söz etmek mümkün değil ortadoğu için.avrupalı güçler tarafından tamamen müstemleke haline getirilmiş.ve avrupada kaynamaya başlayan savaş kazanı tansiyonu hafiften yükseltmiş.ayaklanmalar hükümet darbeleri etnik ve dini çatışmalar "anayasal" devrimler gırla gitmekte.
 genel olarak bakıldığında yirminci yüzyılın ilk yarısının almanya ile ingiltere arasındaki bir bilek güreşinden başka bir şey olmadığını rahatlıkla görebiliriz.geç 19. yüzyıla başlayıp 1945'te almanyanın yenilip tamamen işgal edilmesine kadar süren bir çekişme.malum bi ipte iki canbaz oynamaz derler.kimi uzmanlar birinci ve ikinci dünya savaşlarını tek bir savaş olarak görür ki bence doğrudur.
 yirminci yüzyılın başlarında devasa ekonomik güçleri,güçlü kurumları ve siyasi yapılarıyla birbirinin karşına dikilen dahası siyasi ve ekonomik çıkarları çatışan bu iki bıçkın bütün dünyayı birbirine kattı..daha sonra yerlerini abd ve rusyaya bırakıp "reelpolitik"ten büyük ölçüde ellerini ayaklarını çektiler.
 fazla uzatmadan gelelim mezumuza.iran (o zamanlarki adıyla persia) birinci dünya savaşında "resmen" tarafsız bir ülke olmasına karşın bölünmüş siyasi yapıyısıyla alman genelkurmayı için el atılmaya müsait bi yer olarak görüldü.ki savaş evvelsi de zaten bütün ortadoğuda olduğu gibi burada da alman istihbaratı cirit atıyor birbiri ardına hükümet darbeleri düzenleyerek yandanşı bi takım adamları başa getirmeye uğraşıyordu.(yeri gelmişken alman genelkurmayının tarihin akışına yön vermek konusunda en başarılı aktör olduğunu belirtmek lazım.düzmece bi suikastle avusturyayı yanlarına çekmekten tut bizim ittihatçıları başa getirmeleri,ya da mesela rusyayı başarılı bi biçimde karıştırıp savaş dışına iterek neredeyse almanyayı savaşın galibi haline getirmeleri... liste uzar gider özetle alman genel kurmayı hem monarşi hem daha sonra gelen cumhuriyet döneminde olsun alman siyasetine,dış ilişkilerine,teknolojisine muazzam katkılarda bulunmuştur.boşuna değildir hitler iktidara geldikten beş sene sonra dünyayı işgal etmeye kalksın.adam zaten başa geldiğinde telsiz teknolojisinden tanka özellikle yabancı güçlerle kurulmuş muazzam başarılı dış ilişkelere kadar zaten savaşa "hazır" bi ülkenin başına geçmişti.) lafı uzatmayalım.birinci dünya savaşında iran alman stratejisinde önemli bi yere sahip.bi kere ingiltereyi bi dünya devi haline getiren deyim yerindeyse lokomotifi hindistana komşuydu.dahası müslüman bi ülkeydi.gerçi mezhep konusunda osmanlı halifesinden yollarını ayırmıştı ama yine de çağrıya yanıt verebilir gibi duruyordu.ya da en azından müstemleke memleketlerdek müslümanları kışkırtmak çin kullanılabilirdi.dahası yeni keşfedilemesine rağmen önemi kısa sürede kavranan petrol kaynakları üzerinde yüzüyordu.
 osmanlı orduları savaşın başlamasını takip eden günlerde irana girip bir takım yerel destekçilerin de yardımıyla kıssa sürede büyük başarılara imza atar.evet belki hisdistana kadar gidip ordaki müslümanları ingiltereye karşı ayaklandırmayı başaramaz.ama aslında esas amaç da bu değldir zaten.
olay biraz ingiltereyi paniğe kapıltmak,elindeki askeri gücün bir kısmını ortadoğuya çekmesini sağlamak ve her şeyin esas sonuca bağlanacağı yer gibi görünen batı cephesindeki alman ordusunun yükünü hafifletmektir.
hülasa ittifak devletleri 1917'ye kadar oldukça başarılı bir sınav verir.almanya fransanın batı cephesindeki bütün gücünü kırmış iş biraz ani ve büyük bi saldırıya kalmıştır.ingiltere ordadoğuda iyice hırpalanmış,rusya güzel biçimde karıştırılmış ve savaş dışı bırakımıştır.bütün bunlara ek olarak denizaltı savaşı inanılmaz derece başarılı gitmektedir.özetle itilaf devletleri her an havlu atmak üzere gibidir.batı cephesindeki itilaf askerleri arasında artık yavaş yavaş huzursuzluk ve isyan hareketleri başlamıştır bile.
ancak 1917'de çok beklemedik bi gelişme olur.abd resmen birinci dünya savaşına girer.almanlar amerikan askerleri kıtaya iyice doluşmadan son bi yıldırım harekatıyla parisi almaya niyetlenirler.(2. marne savaşı)başaramazlar.sonra fransayı yavaş yavaş boşaltırlar.düzenli bi geri çekiliştir bu.yani ikinci dünya savaşındaki gibi topyekün bi mağlubiyet değildir.abd almanyayı işgal etmeyi pek düşünmemektedir zaten.ingiltere ve fransa fazla güçlenir diye düşünmektedir çünkü.zaten en azından bi yirmi yıl almanlar kendilerini toparlayamaz der amerikan siyasetine yön veren abiler.ki haklıdırlar da.neyse zaten bi daha böyle büyük bi savaş olmaz diplomasi ya da olmadı önleyici bi müdahaleyle almanları tutarız diye düşünürler.kaldı ki öyle arada küçük bi savaş olmasının işlerine bile gelebileceğini arada böyle kurtarıcı rolüyle tekrar avrupaya ayak basabileceklerini düşünürler.
öngörüleri büyük ölçüde de gerçekleşmiştir.
dönelim ortadoğuya.türk siyasetçiler yanlış ata oynamış ve savaşı mağlup tarafta bitirmişlerdir.aslıda toprak kayıplarının yanında kimi yerlerde (iran ve kafkasya) toprak kazançları da vadır.ama genel bilonço tam anlamıyla korkunçtur.aslında almanların batı cephesindeki taarruzu başarılı olsa belki biraz daha yumuşak bi antlaşmayla savaştan çekilecekken neredeyse kayıtsız şartsız teslim olunmuştur.bir de ermeni meselesi yüzünden ittihatçılar yurt dışına kaçınca ülke de alıp başını giden siyasi bi boşluk oluşmuş.devamı başka bir yazının konusu.
not: halil kut'un anıları dönemle ilgili muazzam bi kaynak olup bulunursa hemen alınıp okunmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder