1 Ağustos 2012 Çarşamba

kurt kanunu






kemal tahir batıdan alınan sosyalizm cumhuriyet milliyetçilik demokrasi vb gibi pek çok kavramın yurdumuza tam olarak uymadığı teziyle ortaya çıkan ve tarihi alternatif biçimde okuyan bir yazar olarak bilinir.sosyal ve ekonomik yolculuğu batıdan oldukça farklı seyretmiş küçük asyanın bu kavramlarla deyim yerindeyse bir kan uyuşmazlığı içinde olduğundan dem vurur yazılarında sık sık.sol dünya görüşüne sahip olmakla birlikte yazıları kendini milliyetçi-muhafazakar olarak tanımlayan pek çok kişi tarafından da referans gösterilir.erken dönem cumhuriyete eleştirel bir tavırla yaklaşır.
gelelim romana.cumhuriyetin ilk yılları.gündem yoğun.halifeliğin ilgası ve yarattığı tepki,musul meselesi,doğudan gelen ayaklanma haberleri,takrir-i sükun kanunu,istiklal mahkemeleri,ülke sathında giderek koyulaşan milliyetçi ton,mübadil mallarının paylaşılması meselesi,otoriter bir rejime mi gidiliyor tartışları,giderek yükselen sosyal ve siyasi huzursuzluk,yolsuzluk iddiaları.ortalık bayağı bi karışık.yeni rejim kurulurken beraberinde yeni bir muhalefeti de getiriyor.bir de bunlara gözden düşmüş ittihatçılar eklenince seyreyleyin gümbürtüyü.
iktidarı kaybetmiş ittihatçıların ya tutarsa kabilinden bi işe soyunup (izmir suikasti) sonra bunu ellerine yüzlerine bulaştırmalarını oldukça tempolu biçimde aktaran maceralı bir roman.(zaten kemal tahirin birkaç 'mayk hammer' romanı yazdığını ve aksiyona hakim olduğunu malum)
öncelikle kimdir bu 'ittihatçılar' bi ona bakalım.
osmanlının son günlerinde sultan abdülhamidi devirmek amacıyla gizli bir örgüt olarak kurulan,genelde asker kökenli kişilerden oluşan,milliyetçi ve batılılaşma yanlısı (burdaki batılılaşmadan kasıt batı ulusları gibi güçlü bir ulus olma amacı daha çok) bir siyasi oluşum.komitacılık dahil her türlü siyasi araca başvurmuş gözü kara 'bıçkın' abiler.uzun yıllar yeraltı örgütü olarak çalışmlarından ötürü ajanlık majanlık gibi işlerde ustalaşmışlar.iktidarda kaldıkları 1913-1918 yılları arasıda genelde anadolunun türkleşmesi ( daha homojen bir yapıya kavuşturulması) ve milli bir burjuva yaratma amaçları peşinde koşmuşlar.birinci dünya savaşına yanlış tarafta girmişler bir de milliyetçi politikaları osmanlı araplarının bir kısmını da devletten uzaklaştırınca elimize koca imparatorluktan kala kala bir tek anadolu kalmış,onu da ne güçlüklerle elde tuttuğumuz malum.yani adamlar memleketi kurtarmak için yola çıkmışlar ancak neredeyse tamamını kaybediyorlarmış.( ittihatçıların henüz 1916 gibi erken bir tarihte ittifak bloğunun yenileceğini anlamaları ve anadoluda gizli silah depoları kurmaları,eşrafa kendilerini sevdirmeleri sayesinde anadoluda bi taban elde etmeleri ve kurdukları "network"u kurtuluş savaşı sırasında millici kuvvetler emrine vermeleri hatalarını biraz olsun hafifletmiştir yine de.yani kurtuluş savaşnın kazanılmasında biraz rol sahibidirler)
neyse toparlayacak olursak.osmanlının son günlerinde iktidarda olan ittihatçıların önemli bir kısmı birinci dünya savaşının kaybedilmesini takip eden günlerde yurt dışına kaçıyorlar.geride bir avuç ittihatçı kalıyor.küçük ama etkili bir grup.yeni kurulan rejimde kendilerince hakettiklerini düşündükleri görevleri alamayınca biraz kırgınlık oluşuyor tabi.sonra içlerinden  bir gurp sanırım bu suikast olayını düzenliyor.
biraz daha toparlacak olursak.roman izmir suikastini anlatıyor.okuması zevkli.tarih meraklıları için güzel ayrıntılarla dolu.diziyi henüz izlemedim.izleyince onunla da ilgili yazıciim.
güç sizinle olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder