24 Aralık 2013 Salı

serhat balıkçı ve dünya

bu aralar dünyadan soyutlamış durumdayım.toki kayabaşındaki evimde inzivaya çekilmiş biçimde yaşıyoru.,hani her gün işe gidip geldiğimi saymazsak.bazen oturup bir hayao miyazaki filmi izliyor.bazen tarih ya da siyaetle ilgili bi kitap okuyorum.
yapacak şeylerim sınırlı.iş ile ev arasında sıkcı bir mekik dokumadan ibaret hayatım.aslında ben böyle bi hayat hayal etmemiştim.ama kim hayal ettiği hayatı yaşıyor ki
kafkanın kanun önünde diye bi öyküsü vardır.adam yıllarca bi kapının önünde bekler.yaşlanır.sonra kapı açılır adam kabul edilir.sonra şöyle düşünür bunun için mi bunca sene beklemişim?
aslında şu aralar yaşamamım bana tam da bu adamın düşündüklerini düşündürtüyor.
siyaset ve tarih üzerine kitaplar ookuyorum dedim e peki sonuç? evet tarih gerçekten bir deniz ve siyaset,siyaset ise her zaman bildiğimiz gibiymiş pek değişen bir şey yok.siyaset,bütün siyasi aktörleri kast etmiyorum elbet ama tarih boyunca bi samimiyetsizlik duygusuyla beraber gitmiş
kafa karıştırı söylemler,ayak oyunları,iftiralar,özetle siyaset -tamamen bundan ibaret demek istemiyorum ama- tarih boyunca tam bir kurtlar sofrası olagelmiş
e peki neler oluyor başka hayatım da.öncelikle yeni bir aşka yelken açtım mutluyum.yaptığım işle ilgili şikayerlerim her zamanki gibi devam ediyor.müzmin bir tembelim evet.bu aralar sık sık sanatla ilgilensem mi acaba diye düşünüyorum,kısa hikayeler yazma,belki resme geri dönme,ya da sinema ve fotoğrafa.ama öyle sıkıcı bir hayatım var ki herhangi bir şey üretebileceğimi sanmıyorum
gelecek ne gösterecek bilmiyorum sadece yuvarlanıp gidiyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder