3 Aralık 2011 Cumartesi

anne ben troçki oldum



troçkiyi sevmem.troçkistleri ise hiç sevmem.ama troçkiyle ilgili bi film olduğunu okuduğumda çok merak ettim.özellikle bunun bir amerikan filmi olduğunu öğrenmem merakımı ikiye katladı.sonra acaba bakalım "holivut" yine bi tarihi karakterin hayatını nasıl mahvedecek diye filmin gelmesini beklemeye başladım.sonra filmi izledim.
öncelikle sandığım aksine film bi "holivut" filmi değil.daha çok bağımsız film tadında kanada ortak yapımı filan.neyse filmin hikayesine gelelim.film ünlü rus devrimciyle ilgili bir film değil.yani doğrudan onla ilgili değil demek daha doğru.isim benzerliğinin de etkisiyle kendini troçki sanan daha doğrusu onun reenkarnasyonu olduğunu sanan kanadalı bir lise öğrencisiyle ilgili.onun gibi davranıyor onun gibi konuşuyor filan.sıkı bir komünist.babasının dükkanında çalışan işçileri babasına karşı örgütleyip grev yaptırıyor filan.film ortalarına kadar biraz böyle orta halli ama ilginç bir güldürü gibi gelirken ikinci yarıdan sonra çok güzel mesajlar vermeye başlıyor.filmin en önemli meselesi de burda ortaya çıkıyor.günümüzün en büyük sorunu.duyarsızlık.izlemek isteyenler için çok ayrıntısına girmicem ama film güzel.tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder