23 Aralık 2011 Cuma

uzay yolu,üçüncü nesil haklar ve düşündürdükleri




biz insanoğlu onbinlerce yıldır bu dünyadayız.barajlar yaptık hayvanları evcilleştirdik tarım alanları açtık bitki türlerini ıslah ettik şehirler kurduk.binlerce yıldır deliler gibi çalışıp gezegeni yaşanabilir bir yer haline getirdik.ancak yetmedi.hala deliler gibi çalışmamız gerekiyor.tam da aslında biraz dinlenip çalışmalarımızın meyvasını toplamamız gereken sırada.çünkü birileri bizim çalışmamış sonunda sağladığımız kazancı marksist terminolojiyle "artı değer"i alıp iç ettiler.geceleri alt yazılı diziler yayınlanan kanalların gündüz "ekonomi" kuşaklarında alltan geçen rakamlara dönüştü milyonlarca insanın milyonlarca çalışma saati.çünkü kaplitalist ekonomi hala servet edinme gibi ilkel bir refleksle hareket ediyor.ortaya çıkan "artı değer" insanlığın menfaati için kullanılacağına bazı banka hesaplarında vb yerlerde paraya ve kağıda dönüşmüş olarak öylece yatıyor.tabii ki bu tip eleştiriler her zaman "komünistlik" ile suçlanma sonucunu doğuruyor batı dünyasında.aslında kapitalizme yapılan eleştiriler her zaman da "komünist" değil.toprağı bol olsun star trek yaratıcısı gene roddenbery durumu ne güzel özetlemişti.sanırım üstadın son filmiydi.kaptan picard bir şekilde geçmişe dönüyordu atılganla birlikte.sonra geçmişin dünyasından bir kadın misafir oluyordu gemiye ve aralarında şöyle bir diyalog geçiyordu.kadın-"vay canına kaptan bu gemi gerçekten çok büyük.milyonlarca dolardan daha pahalı olmalı." kaptan picard- "dolar mı?" kadın - "parayı kastediyorum." picard - "hımm evet.aslına bakarsan bizim geldiğimiz yerde para yoktur.çünkü biz çalıştıklarımızı biriktirmeyiz."
evet diyalog üç aşağı beş yukarı böyle bir şeydi.kaptan picard geleceğin dünyasında para vb şeylerin olmadığını gelecekte insanların çalışıp kazandıkları şeyin sadece refah olduğunu anlatıyordu.
yine pek çok star trek bölümünde buna benzer diyaloglar hatırlıyorum.geleceğin dünyasının insanları biz "geçmiş"in insanlarına hep hafif acıyarak gülümseyerek gelecekte işlerin farklı olduğunu anlatıyorlardı.kuşkusuz star trek yaratıcıları komünist değildiler.(burada komünist kelimesini marksistle eş anlamlı olarak alırsak)
kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada bazı insanların ya da "ekonomik gruplar"ın sınırsız zenginleşmesinin aslında bizim cebimizden ödendiğini kestirmek zor değil.ve buna karşı çıkmak için elbette komünist olmaya da gerek yok.
marksizmin ateist düşünceye sahip olmasına rağmen 19. yüzyıl gibi tutucu bir çağda hızla yayılmayı başarabilmesi ancak bu "toplumsal adaletsizlik" kavramıyla açıklanabilir gibi geliyor bana.yoksulluk pek çok şeyin önüne geçti ve pek çok insan senkretik bir yapısı rağmen marksizmi destekledi ona yol açtı geçmiş yüzyılda.
sonra zamanlarda ortaya çıkan yanılmıyorsam üçüncü nesil haklardan olan tembellik hakkını getiriyor akla bütün bu konuşulanlar."evet binlerce yıldır çalışıyoruz.artık biraz oturup dinlenmenin zamanı geldi beyler" tezini savunuyor tembellik hakkı.aslın biraz etraflıca düşünüldüğünde çok da saçma bir şey değil gibi duruyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder