4 Aralık 2011 Pazar

garip bir adamın acımasız iş dünyasıyla karşılaşması





yine ege palas.yine bir ilaç şirketi.bu seferki randevum sat 9.30daydı.açıkçası pek bir şey çıkacağını düşünmediğim için geç gittim randevuya.uykumdan feragat etmek istemedim beri yandan da yine de bir gidip göreyim dedim.freudyen bir yaklaşma-yaklaşma çatışması içinde çareyi geç gitmekte buldum.neyse her zamanki gibi ege palasın basamaklarındaydım.içeri girdim.panoda şirketin adını aradım.bilmediğim bir kattaydı mülakat yeri.ordaki küçük patiseri benzeri yerdeki garsonlara sorup öğrendim.asansörü bekledim.yine benimle aynı yere gittiğini düşündüğüm gudik tipli bir çocukla asansöre bindik.indik.etrafta kimseyi bulamadık.sonra bir odaya girdik.sadece mülakat jürisi vardı içerde.uzun bir gün olmuş olmalıydı önlerinde tonlarca sayfa kağıda gömülmüşler onları düzenlemeye çalışıyorlardı.böyle böyle dedik.biraz bekleticez dediler.sonra içlerinden biri yanımdaki elemanın adını sordu.saat kaç randevusuydu dedi.içimden eyvah dedim herkese bi saat vermişler demek.benimki saat 9.30daydı.saat 12 ye geliyordu.adam siz?diye sordu.mülakat için gelmiştm dedim.saat kaç.11.tamam biraz bekleticem dedi.sonra beni de içeri aldılar.ismimi sordu içlerinden biri bir yandan da içerde herkesin elinde bir kağıt ordan oraya koşturuyorlardı aceleyle.gestapo baskınından önce evrakları ortadan kaldırmaya  çalışan adamlar gibiydiler.adımı söyledim.içlerinden delişmen tavırları nedeniyle şefleri olduğunu anladığım abi sen otur bulalım dosyanı dedi.genç bi kız hemen bi sandalye getirdi oturdum.bir süre aradı ama bulamadı adam.sonra en yisi vakit kaybetmeyelim sen gel ben senle içerdeki odada ayrı görüşeyim dedi.diğer adayı ve elemanları bırakıp şefle yandaki teras katındaki lokantaya gittik.etrafta kimse yoktu.masalar bomboş ve servise hazırlanmış bir şekildeydi.birine oturduk.randevunuz kaçtaydı dedi.11 dedim.tamam sorun değil dedi.sonra bir kağıt çıkardı.ama beni cv değildi.sanırım cvmi bulamadınız dedim.sorun değil dedi.tama o zaman ben zaten kanlı canlı burdayım anlatayım size dedim.tamam dedi sakin bir şekilde ben de özetle kısa özgeçmişimi anlattım adama.o da elindeki başka bir şey evrağı olan evrağın boş yerlerine benimle ilgili bilgileri yazmaya başladı.bu bölüm bittikten sonr biraz doğruldu kalemi bıraktı.bana baktı.soru cevap bölümüne geldiğimizi anladım.kaç kardeşsiniz nerelisiniz eviniz sizin mi gibi sorular sordu.çoğu mülakatlard sorularan sorulardı aşağı yukarı.pek takılmadım.sonra neden ilaç sektörü kilit sorusuna sıra geldi.ne dememi bekliyordu açıkçası bilmiyordum.beyaz yakalı bir işsizim paraya hitiyacaım var diye direkt doğruyu söyle ciğerimi ye tanıdında mı girseydim olaya.yoksa geri teper miydi.yoksa süslü laflarla süsleyip abartsa mıydım.o da çok mu sahte kaçardı.en iyisi orta yol bi cevap verdim.bu sektörde çalışan arkdaşlarım olduğunu bana işi tavsie ettiklerini söyledim.işin ne olduğunu biliyo musun dedi.heralde biliyorum tıbbi mübessillik işte diyesim geldi demedim.evet biliyorum dedim.açıklar mısın dedi.kılık kıyafetin dış görüşnüşün insanlarla iletişimin öenmli olduğu pazarlama sektörünün bir alt dalı dedim.doktor ziyaretleri.ve buna benzer işler dedim.tabi işin içinde değilim henüz ancak bu kadarını biliyorum diye samimi bir şekilde de ekledim.yapan arkadaşlarımın da anlattığı bunlar dedim.sonra derin bir nefes aldı bakın serhat bey dedi.bizim sektör öyle bir sektör ki (o an deniz sekinin bi şarkısı geldi aklıma zamansız) öyle ben işsizi kaldım bir kaç sene iş bulana kadar memur olana kadar yapayım diye bir iş değil dedi.bu sektörü bırakıp başka sektöre geçenler sonra bu sektörü çok arayıp geri dönüyolar dedi.bıyıklı esmer kavruk bi adamdı.kısa boyluydu.ilkokul öğretmenime benziyordu.kapitlist dünyada öenmli bir poziyonda olduğu dışarda görsem kırk yıl aklıma gelmezdi.anlatmaya devam etti.sonra konuşmasının kilit noktasına geldik.ilerde gelecekten beklentin ne dedi.ne gibi dedim.mesela evlilik.o hiç bell olacak planlanacak bir şey değil dedim.ççünkü aşık olmadan evlenmeyi düşünmüorum dedi.aslında annem her gün bi kısmet buluyo.ama evlenemem için önce aşık olmam lazım dedim.taam diyelim ki evlendin aşık oldun evlendin.ne bekliyorsun sonra dedi.işte çocuklar mutlu bir yuva dedim.ee başka dedi.düşündüm.hemen bir cevap vermem gerkirdi.huzur dedim iyi geçinmek.tamam dedi diyelim ki işin var bin lira maaşın var diyelim baban gibi memur oldun.evlendin.çocukların oldu.peki sonra.adamı verdiğim cevaplarala oyalarken niyetini anlamaya çalşıyordum çok geçmeden de anladım.hırslı mıyım ilerde meslekte yükselmek istiyor muyum daha doğrusu ne kadar yükseği hedefliyorum bunu öğrenmek istiyordu.sonra mı kariyerimde yükselmek isterim tabii ki dedim.bu kadar mı dedi.yani sabancı holdinge ceo olmak gibi bir hedefim yok ama orta düzey bir yöneticilik fena olmaz dedim bir kaç sene sonra.adam bozuldu.açıkçası bu kadar hırslı olmak biraz fazla değil mi diye düşündüm.aslında makam mevki peşinde koşan bir insan olmadığımı zaten bu tip şeylerin benim için aslında oldukça komik olduğunu söylemek istedim ama söylemedim.öncelikle insanın kendini geliştirmesi ve bunun gibi şeylere önem verdiği söylücektim adamın konuşmasından fırsat kalmadı.iş dünyasının doğuk demir gibi yüzünü hissediyordum.hırs.para.para.yine para.kendi hayat hikayesini anlatmaya başladı.işte klasik fakirlikten geldik bu mevkilere hikayesi tabiki saygı duydum ama fakirlikten gelme paraya mevkiye tapmayı gerktirmez diye düşündüm sonuçta ben de ingiliz kraliyet ailesinden gelmiyordum ve çok farklı yerden bakıyordum olaya bunu söyleyemedim.sonra iş konusuna döndük.bugün 2000 kişiyle görüşme yaptım dedi.içlerinden çok donanımlı arkadaşlar var.onları değil de neden seni seçmeliyim bana 3 özelliğini say dedi.espriliyim.kolay kolay demoralize olmam.genel kültürüme güvenirim hemen hemen herşey hakkında az ya da çok birşeyler bilirim dedim.hımm dedi.cevabımı fena bulmadığını anladım.bu arada giderek daha samimi bir atmosfere gidiyorduk.ben kollarımı masanın üstüne koydum biraz masaya dayanarak konuşmaya başladım filan.sonra kötü bir özelliğini paylaş dedi.ilk bakışta karşıdan soğuk görünürüm bu özelliğimin farkındayım bunu yenmek için çalışıcam dedim.başıyla beni onayladı.adamın kalbini kazanmış gibiydim sanırım bu iş olacaktı.bir evrak çıkardı ve işin ayrıntılarını anlatmaya başladı.tamam dedim ikinci aşamaya geçtim.2 binlira brüt maaş dedi.reno bilmemne diye bi araba yeni çıkmış.işte şirket hattı vs.sonra iki kere brüt ücret ne demek biliyo musun diye sordu.ilkinde biliyorum dedim.ikincisinde açıkladım.içinden devlet kesintilernini yapıldığı ücret.kafasıyla onayladı.şarları saydıktan sonra tamam dedim şartlar oldukça iyi.önümüzdeki ayın şu günüde antalya filanca yerde filanca otelde 3 haftalık bir kursumuz var dedi.o an yıkıldım.anlatmaya devam etti.türkiye genelinden 180 izmirden 12 kişi çağırıcaz.90 kişi elenecek.yani izmireden katılan 6 kişi kurs onunda elenecek dedi.ne tip testler yapıyosunuz dedim.pskometik testler mi diye sordum.hayır dedi.orda anlatılan konuları soruyoruz.her hafta o hafta anlatılan konularla ilgili testimiz oluyor.sonra hal ve hareketlerine bakyoruz.çok ağırbaşlıysa olmaz bu arkadaş yapamaz diyoruz.çok nasıl diyim ahlaksız hareketleri olnlar varsa onları da eliyoruz dedi.güzelce özetledi durumu.peki antalyada olcak dediniz yol parası? dedim.biraz bozuldu ne yol parası dedi.otobüs ayalıyacak mısınız yoksa yol parası mı vericeksiniz dedim.tek tek herkese nasıl ylol parası vereyim dedi.otobüs de kaldırdık geçen yıllar koca otobüs üç küşüyle kalktı.o yüzden vazgeçtik dedi.hayallerim ikinci kez yıkıldı.deli gibi züğürt olduğum bir dönemdeydim.antalyaya bir kursa çağırılıyordum.dönüş parasını alabileceğim bile kesin değildi.sonra bişeyler daha konuştuk.bi ara arabanız var mı dedi.evet ehliyetim var.arabamız da var dedim. ailemin.ne marka dedi.arabamın markası şirkete ne katacaktı pek anlamamakla beraber şahin dedim.daha sonra şartlara geri döndü maaş filan.tamam dedim ben varım şansımı denemek istiyorum dedim.aslında aynı anda verdiğim tepkinin çok salakça olduğunu anladım.bu hırs tutkunu adam benden kesinlikle varım gibi daha tutkulu bir cevap bekliyordu herhalde.sonra hemen yüzü asıldı zaten.sohbet sonlarına yaklaşıyordu.fazlaca bir konuya girmedi.görüşme bitti.iyi çalışmalar diledim.sonra soğukça vedalaştık.sanırım son anda beni almaktan vazgeçmişti.asansör beklerken yanımdan geçti.bana hiç bakmadı.sonra eve geldim.zaten çağırılsam da gidemeeceğim bir kursa son anda çağırılmaktan vaz mı geçildim diye düşündüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder