16 Aralık 2011 Cuma

yazılı savunma-1 (kafkaesk denemeler)









suçlu olduğumu inkar etmeyeceğim.ancak yaptığım konusunda en ufak bir fikrimin olmadığını söylemeliyim.bunu defalarca söyledim sorgu odasında.karanlıkta duyduğum kahkahalar aslında bir çeçit cevaptı.ancak ben o sıra bu cevabı anlamayacak kadar beceriksizdim.
her şey bundan bir sene önce başladı.o zamanlar kendi halinde sessiz sakin bir öğrenciydim.pek arkadaşım yoktu.insanlarla pek alışverişim de yoktu.kimseye bir kötülüğümü veyahut bir iyiliğimin dokunduğu söylenemezdi.adeta bir görünmez adamdım.bir yerde başımı ağrıtacak bir şeyler olabileceğini sessizdiğim anda hemen ordan toz olurdum.toz olmak.evet belki beni en iyi anlatan kelime öbeği.
gelelim o güne.o sabah annem her sabah yaptığı gibi gelip saat sekiz gibi uyandırdı beni.yatakran çıkmaya pek niyetli değildim açıkçası.tamam kalkıyorum deyip yine battaniyenin altına giriverdim.şöyler şeyler düşünüyordum:dışarısı iç açıcı bir yer değil.orada yapacak hiçbir şeyim yok.hadi okula geç kalacaksın diye bağırdı annem.bunun üzerine okul geldi aklıma.okul binası gözüme devasa göründü birden.mermer sütunlar göğe doğru yükseldikçe yükseliyor okulun yunan tarzı geniş kapısının arkasından gelen birtakım sesler duyar gibi oluyordum.annem kolumdan ttutup beni nihayet kaldırdığında korkunç bir kabustan uyandığımı düşünüp sevindim.kafamdaki okul düşüncesine ısınmaya çalıştım bir süre.sonra derece sade bir kahvaltı yaptım.ufak bir parça ekmek,biraz peynir bir bardak çay.geç kaldığımdan fazla uzun sürmed kahvaltım.hemen odama gelip giyindim.yatağımın altından votka şişemi alıp ceketimin iç cebine koydum,kitaplarımı kolumun altına alıp çıktım odadan.
ilk iki dersin çoğunu uyuyyarak geçirdim.iki ders arasında tuvalete gidip biraz votka da içtim.bazı dersler öğretmenler ayağa kaldırıyordu beni yarı sarhoş ve son derece saygılı bir biçimde genellikle şöyle cevaplar veriyordum:evet efendim,vatandaşlık görevlerimiz arasında en kutsal olanı vergi vermektir ve bir de askere gitmek var.evet öğretmenim ben de her türk genci gibi bu görevimi yerine getirmek için can atıyorum.okuldan sonra inşallah...evet öğretmenim bu sorunun cevabı 2. mehmet olacak.evet öğretmenim katılıyorum,ülkemizin dört bir yanı düşmanlarla çevrilmiş.milli güvenliğimizi sağlamak için derste de öğrendiğimiz gibi her zaman gözümüzü dört açmalıyız.eskiden bu ülkelerin hepsi bizimdi sonra bize düşman oldular.ellerinden gelseler bizi kutuplara sürerler.
öğretmenlerin çoğunun gözünde sanki pis bir böceğe bakıyormuş gibi bir ifade görürdüm hep.bu her zaman böyleydi.insanlar benden pek hoşlanmazdı.öğretmenler daha çok gevezelik yapmamam için elleriyle sus işareti yapıp oturturlardı beni her söz alışımdan sonra.aslında konuşmamdan çok eğlendikleri belliydi.hatta sadece ayağa kalkmam bile eğlendiriyordu onları.ama yönetmeliğe göre işlenecek çok konu vardı daha.şunu da belirtmeden geçemeyeceğim öğretmenlerimim ve sınıf arkadaşlarımın çoğu için adeta bir neşe kaynağıydım.(belki de bu yüzden çok konuşuyordum ayağa kalkınca.insaları ne kadar güldürürsem onlar tarafından kabul edilme şansımın o kadar artacağını düşünüyordum kafamın derinliklerinde.ama hiç bir zaman tüm çabalarıma rağmen bir davet en azından açık bir davet almadım)
beni bu yazılı savunmaya iten şey kendimi savunmak değil kesinlikle zatene n başından suçlu olduğumu kabul ediyorum.savunmamın amacı sadece bir kaç cevaba ulaşabilmek.bendne böyle bir savunma yazmamı talep etmediğinizi de biliyorum.ama kendimi buna nasıl demeli mecbur hissediyorum.
o gün yaşadıklarımı birer birer anlatmaya devam ediyorum.
son derste bitti nihayet.kitaplarımı kolumun altına alıp bahçeye çıktım.bir sigara yakmış yürüyorken yanıma uzaktan tanıdığım biri geldi.merhaba dedi.merhaba dedim.arkadaşına bir sigara versene.tamam.şey bir tane de arkadaşım için ateşin var mı? dur yakayım.
sigarasını yaktıktan sonra birden kayboldu ortalıktan.o kadar ani oldu ki fark edemedim bile.yüzünü pek hatırlamıyorum.galiba solgun ölü yüzlü bir çocuktu.
evin yolunu tutup yürümeye başladım.bir süre eve doğru yürümeye devame ttim.derken birden eve gitmekten vazgeçtim.yol kenarında park etmiş arabaların yanına girdim.iki arabanın arasında oturup biraz votka içti.sıkılınca kalkıp boş boş dolanmaya başladım.gidecek belli bir yönüm yoktu.bir ara sahile çıktım.gemilere vapurlara el salladım biraz sarhoş olunca.gemiler çok uzaktaydı.ama ben yine de bir kaşılık bekliyordum.karşılık gelmeyince de bir burukluk kapladı içimi.bütün hayatım gemilere el sallamakla geçmiş gibi geldi.yalpalaya yalpalaya uzaklaştım oradan.artık eve gitmeliyim diye düşünüyordum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder