13 Aralık 2011 Salı

çoğunluk


ulaştığı genellemeler zaman zaman rahatsız edici olsa da eli yüzü düzgün bir politik film nasıl olmalı sorusuna gayet başarılı biçimde cevap veren bir film çoğunluk.ülkemizde politik sinama deyince akla genelde "çıtkırıldım kız solcu çocuğa aşık olur" temalı aslında aşk filmi olan politik soslu fillmler gelir.ne yazık ki örneklerini hala gördüğümüz işte "ver ordan yeşil parkalı bi çocuk ordan 'kominis' slogan atılsın sonra o oğlanla kız aşık olsun daya arkaya çıpır çıpır kırmızı bayrakları seyirci yine anlamazsa devrim mevrim bi şey koy filmin adını" anlayışının hakim olduğu "politik" türk sinemasında farklı bir soluk. kulvarında gayet başarılı.tek gayesi zaten kıt kanaat geçinen üniversite öğrencisinin cebindeki son üç beş kuruşu da almak olan sözümona politik filmlerimizden çok daha farklı bir film.öncelikle bi mesajı var.solcu gençlerin aşk hikayesi ya da 12 eylül belimi büktü gardaş tadından çok farklı gerçek politik bir filmle karşı karşıyayız.

 

 marksist çevrelerde "devrim önünde bir engel" olarak görüldüğü için pek sevilmeyen adı genelde " oportünist" "konformist" gibi kavramlarla anılan orta sınıf gibi çetrefilli bir konuyu işliyor.sadece mesajdan oluşan basmakalıp bir film olmamak için çok çaba harcıyor klişe söylemlerden uzak durmak için oldukça dikkatli davranmaya çalışıyor ama geldiği çevrenin ilkel reflekslerinden henüz sıyrılamamış bir film çoğunluk.hatta yer yer oldukça klişe önermelerle karşımıza çıkıyor.
filmin en rahatsız edici tarafı ise ailenin "etnik türk" kökenlerine yaptığı vurgu.herhangi bir toplumda ya da etnik grupta aşağı yukarı aynı tepkilere sahip orta sınıfı işlerken neden bu "türk olma" vurgusu bu denli altı çizilerek verildi açıkçası burayı anlamadım.aslında bu yönüyle eleştirdiği ırkçılığın içine düşmüş gibi geldi bana film.
orta sınıf genelde beğenileri inançları ve izlediği siyasetle toplumların genel seyrini belirleyen bu nedenle aslında çoğunluk gibi hareket eden bir sınıftır.sosyolojinin üç aşağı beş yukarı bize söylediği bu.film genel olarak orta sınıfın dışlayıcı tutumunun onu yalnızlaştırdığı hipotezi üzerine kurulu.yalnızlaştıkça tutuculaşan bir orta sınıf sunuluyor bize filmde.aslında gayet güzel başka tespitleri de var filmin.bir kaç kez izlenmesi gerek.bu arada afiş çok başarılı.tek bir fotoğraf karesiyle filmin mesajını şak diye vermiş.ve gerçekten çok güçlü bir imaj.
festival filmi için düşünüldüğünden mesajını altan alta veren ancak bunun ortalama izleyici tarafından nasıl algılandığını pek umursamayan bir yapısı var.yani filmden çıktığında çoğu izleyicinin aklında tabii ki sinema eleştirmeni olmadıkları için sadece mertcanın nasıl milli olduğu ya da türkler hakkında negatif mesajlar kalıyor.tabii ki filmin mesajı türkler babar tutucu ayrımcı ırkçı bir toplumdur değil.ya da filmin hikayesi sadece mertcanın milli olması üzerine kurulu değil.ancak ortalama bir izleyici tarafından böyle algılanma tehlikesi var ciddi biçimde.yapımcıların bu noktayı es geçmeleri en hafif tabirle düşüncesizlik.bu tip festival filmlerini çekerken yapımcıların çektikleri filmlerin sadece sinema eleştirmenlerinin izlemeyeceğini yanlış algılanmaya müsait mesajların bilgisiz zihinleri çok tehlikeli yollara sürükleyebileceğini düşünmeleri gerektiğine inanıyorum.tabii ki bu genel bir eleştiri.çünkü çok sık içine düşülen bir hata.festival filmlerimizde ya da "mesajlı" filmlerimizde ortalama izleyicinin biraz olsun daha hesaba katılması gerektiğini düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder