19 Aralık 2011 Pazartesi

fox tv gündüz kuşağı dizileri ve düşündürdükleri




amerikan sağının güçlü sesi fox türkiyede yayıncılığa başladığında açıkçası çok farklı beklentilere yol açmıştı.gündem siyaset ortadoğu vs gibi haberler beklerken nedense birden brezilya televizyonu havasına giriverdi.tabi bunda türkiyenin kendine has durumunun da etkisi yok değildi.şu anda gündüz kuşağı tamamiyle düşük bütçeli "soap opera" tadında dizilerden ibaret.bunlardan bilhassa iki tanesi dikkat çekiyor.biri "unutma beni" diğeri ise tabii ki "deniz yıldızı".her ikisi de ankarada geçiyor.bence fikir müthiş.pembe dizi çekmek için ankaradan daha uygun bir şehir olabileceğini düşünmüyorum türkiyede.bir kere oyuncu bulma sorunu yok.bir çok tiyaro var kentte belediyesi olsun devleti olsun özeli olsun.pek tanınmamış yeni yüzlerle dolu bir kentimiz.hepsi bir sıçrama yapıp istanbulda büyük prodüksiyonlarda rol almayı düşleyen oyuncular.dizi yapımcıları için adeta "ucuza çalışabilecek oyuncu" deposu gibi bir yer.ankaranın bir diğer çekici yanı ise gerek bu işin piri brezilya ekolünden gerek amerikan ekolünden gelen kapalı mekanlarda düşük bütçeyle çekilen soap operalar için mükemmel bir lokasyon olması.bir kere ankarada zaten gezip görülecek pek fazla bir yer olmadığı için ve zaten her yer biribirine benzediği için bu kapalı mekan ve bir kaç tane de sokak çekimiyle yaklaşık bir saatlik bir dizi süresi başarıyla doldurulabiliyor.ve seyirciyi pek sıkmadan yapılıyor bu.işin en güzel tarafı da bu.dediğim gibi zaten ankarada dış çekim yapılacak pek fazla mekan da yok.aynı şey bir istanbul dizisinde yapılsa ya da ne bileyim bir ağalı dizide yapılsa seyirciler birkaç istanbul manzarası ya da konaklı monaklı pastoral bir yerler görmek isteyeceklerdi.ama burda öyle bir sorun yok.


bu dizilerin bir diğer güzel yanı ise yaklaşık beş yüz bölümdür hafta içi her gün yayınlanmaları.böyle bir dizi ne istanbulda ne de başka bir yerde çekilemez.çünkü maliyetler buna müsade etmez.işte ankaranın bir diğer güzel yanı da bu.ne çok uzakta ne de çok kalabalık.yeri gelmişken her iki dizinin de senaryo ekiplerini (sanırm aynı ekip yazıyor her iki diziyi de) burdan bir kez daha kutlamak istiyorum.bu kadar konu bulmak pek kolay iş değil çünkü.hulasa ankaranın yeni bir dizi platosu olma yolunda attığı bu küçük adımlar umarım bizim için küçük türk medyası için büyük adımlar olur.belki yeni bir "holivut" doğar kim bilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder